Bulutlar ve Oluşumları

Bulut

Bulut, bir araya toplanarak havada asıltı halinde yüzen milyonlarca minik su damlacı­ğından ya da buz parçacığından oluşmuş bir kütledir. Havada her zaman bir miktar su buharı, yani gözle görülemeyen gaz halinde su bulunur. Havanın taşıyabileceği su buharı­nın miktarı havanın sıcaklığına bağlıdır; hava ne kadar soğursa taşıyabileceği su buharı da o kadar azalır. Çünkü hava soğuduğunda, bu­harlaşmış olan suyun bir bölümü yoğunlaşa­rak gözle görülebilen su damlacıklarına dönü­şür. Eğer bu su damlacıkları yere doğru çöke­rek toprağın ya da bitkilerin üstünde toplanmışsa çiy ya da şebnem, yere yakın bir kat­man oluşturmuşsa sis ya da pus, gökyüzünde bir kütle halinde sürükleniyorsa bulut adını alır.
Havadaki su buharının yoğunlaşmaya baş­lamasıyla oluşan bu su damlacıklarının boyut­ları önce çok küçüktür; çapları milimetrenin ellide birini ancak bulur. Bu yüzden, çok küçük ve kendi ağırlığıyla yere düşemeyecek kadar hafif olan bu damlacıklar hava akımla­rıyla sürüklenerek atmosferde dolaşır. Ama hava daha da soğursa giderek yoğunlaşan damlalar büyür ve yağmur olarak yere düşer.
Hava kütlesi atmosferin yukarı kesimlerine doğru yükseldikçe serinler; serinledikçe de içindeki su buharı yoğunlaşır. Bu nedenle bulut oluşumu nemli hava kütlesinin yüksel­mesine bağlıdır. Nitekim dağ gibi bir engelle karşılaşan hava kütlesi yükselmek zorunda kaldığı için, dağlık bölgeler genellikle çok bulutludur. Ayrıca karaların aşırı ısınması ve başka bazı nedenler de hava akımlarının yüksel­mesine yol açar. Oluşan bulutlar, içindeki su damlacıkları yağmur olarak yere düşmedikçe ya da hava ısınarak damlacıkları yeniden buharlaş-tırmadıkça kendiliğinden dağılmaz.
Dünyanın bazı yerleri az, bazı yerleri her zaman çok bulutludur. Örneğin büyük çölle­rin kurak havasında çok az su buharı bulun­duğu için, buralarda bulut ender olarak görü­lür. Oysa ekvator kuşağında hava çok nemli olduğundan ve karalar ısındıkça bu nemli hava yükseldiğinden, gün ortasında gökyüzü her zaman bulutlarla kaplıdır. Asya ve Ame­rika gibi büyük kıtaların orta kesimlerinde ise çok fazla bulut olmaz; çünkü denizlerin üze­rindeki nemli hava kıtanın içlerine gelinceye kadar neminin büyük bölümünü yitirir. Dün­yanın en bulutlu yöreleri, kuzey ve güney yarıkürede, 40° ile 60° enlemleri arasında ve özellikle denizlerin yakınındaki yerlerdir.

Bulut Tipleri
Gökyüzünü sürekli izleme alışkanlığındaysa­nız, son derece değişik biçim ve büyüklükte bulutlar görmüşsünüzdür. Ama bazı bulut tipleri öbürlerinden daha sık görülür. Nitekim bütün dünyadaki meteoroloji uzmanları bu­lutları görünümlerine göre üç temel tipe ve bu tiplerin kendi aralarındaki bileşimi olan başlı­ca 10 cinse ayırmışlardır.
Üç temel bulut cinsi sirrus, kümülüs ve stratus, bunlardan türeyen öbür yedi bulut cinsi ise sirrokümülüs, sirrostratus, altokümü-lüs, altostratus, nimbostratus, stratokümülüs ve kümülonimbus olarak adlandırılır. Bunlar­dan sirrus, sirrokümülüs ve sirrostratus yer­den 8-13 km yükseltide oluşan yüksek bulut­lardır ve yalnız buz kristallerinden oluştukları için yağmur değil kar getirir. Altokümülüs, altostratus ve nimbostratus ise 2-7 km arasın­da yayılan orta ya da ara bulutlardır; uzun süreli yağışlar bu bulutlardan gelir. Stratokü­mülüs, stratus, kümülüs ve kümülonimbus gibi 2 kilometrenin altındaki yükseltilerde oluşan alçak bulutlardan stratus çisenti biçi­mindeki hafif yağmurları, kümülüs ise sağnak biçiminde birden boşalan şiddetli yağmurları getirir.
1. Sirrus (Tüybulut): Buz kristallerinden oluşan, tüy ya da ince iplikler biçimindeki beyaz bulutlardır. Sirruslar yerden 8 km ya da daha yukarıda oluşur.
2. Kümülüs (Kümebulut): Dış çizgileri kes­kin, yoğun kümeler biçimindeki bu bulutların tabanı genellikle düz, üst bölümleri kabarık ve yuvarlaktır. Tabanı çoğu kez yerden 1,5 km kadar yüksektedir; ama bütün kümenin yüksekliği birkaç kilometreyi bulabilir.
3. Stratus (Katmanbulut): Gökyüzünde yol yol ya da yerin üstünde asılı gri bir tabaka gibi görünen, genellikle karanlık görünümlü bu­lutlardır. Belli bir biçimi olmayan, yüksekte yayılmış bir sis katmanını andıran stratuslar yerden ancak 1 km kadar yüksekte oluşur.
Dünya Meteoroloji Örgütü'nün önermiş olduğu sınıflandırmada bu 10 bulut cinsinin yanı sıra birçok bulut türü ve bulut çeşidi de belirlenmiştir.
Gökteki bulutlar o kadar değişik biçimlere bürünür ki tümünü sınıflandırmak son derece güçtür. Gene de uzmanların bu sınıflandırma­ya dayanarak bulutları tanımlaması hava du­rumuna ilişkin çok önemli bilgileri sağlar. Bu nedenle, hava tahmini raporlarının en önemli verilerinden biri bulutlardır.

Bulutların Oluşması
Bulutlar atmosferde bulunan küçük su tanecikleriyle buz kristallerinden oluşur. Sis de yer yüzeyine daha yakın oluşan bir tür buluttur. Eğer yer yüzeyine değmeyecek bir yükseklikte asılı duruyorsa, yüksek sisten söz edilir. Bulutların oluşabildikleri yüksekliğe yoğunlaşma düzeyi adı verilir.
Bulutların oluşması üç koşula bağlıdır:

  1. Atmosferde su buharının bulunması: Su buharının belli başlı kaynağı okyanuslar, akarsu ve göller, bitki örtüsü, özellikle de ormanlardır.
  2. Havada, yoğunlaşma ve süblimleşme süreçlerinin oluşmasını sağlayacak yoğunlaşma çekirdeklerinin ya da buz parçacıklarının bulunması.
  3. Havanın soğuması, böylece göreli nemin yüzde 100’ün üstüne çıkarak doyma noktasını aşması.
GERÇEK BULUTLARI TANIYALIM

Doğadaki bulut tiplerini, bunların özellikleri ve oluşum şekillerini öğrenmemiz, yapacağımız resmi gerçekçi kılacaktır.

Genelde bu tür bilgilerin meteoroloji ile ilgilenmeyenlerin ilgi alanı dışında kalması sebebiyle bu sayfayı hazırlama ihtiyacı duyulmuştur.

Yüksek Bulutlar



Cumulonimbus (650 - 20.000 m.)

Dağ ve kuleler biçiminde, büyük bir dikine uzanışa sahip, yoğun ve koyu bir buluttur. Üst kısımları genellikle düz, lifli veya çizgili bir görünüme sahiptir. Cumulonimbus bulutlarının üst kısımları örs veya sorguç şeklinde yayılır. Bu bulutların altında düzensiz biçimde alçak bulutlar oluşabilir. Bunlar Cumulonimbus'lerle bir arada veya ayrı olarak bulunabilirler.
Gökyüzünün büyük bir bölümünü kapladıklarında, tabanları Nimbostratus bulutunu andırır. Bu durumda bulutun yapmış olduğu yağış şekline bakılmalıdır. Sağanak yağışlarla birlikte şimşek, gök gürültüsü veya dolu varsa bulut; Cumulonimbus bulutudur.
Bu bulutlar tek bulut halinde oldukları gibi, birçok Cumulonimbus bulutunun meydana getirmiş olduğu büyük bir bulut silsilesi halinde de olabilirler. Böyle bir Cumulonimbus grubu içindeki her Cumulonimbus bulutuna Oraj meydana getirmesi sebebiyle Oraj Hücresi adı verilir.



Cirrocumulus (5000 - 13.000 m.)

Kum taneleri veya küçük dalgacıklar halinde, oldukça küçük kümeciklerden meydana gelmiş ince, beyaz ve gölgesiz bulut örtüsüdür. Bulutlar toplu halde oldukları gibi, ayrı ayrı parçacıklar halinde de görülebilirler.
Cirrocumulusler, Cirrus veya Cirrostratus bulutlarının şekil değiştirmesinden veya parçalar halindeki Altocumuluslerin küçülmesinden meydana gelirler. Bu bulutlar tamamen buz kristallerinden ibaret olup, bazen aşırı soğumuş su damlacıkları da görülür.



Cirrus (5000 - 13.000 m.)

Beyaz renkte, çok ince iplikler halinde veya dar şeritler şeklinde bağımsız bulutlardır. Görünümleri lif veya ipek parlaklığındadır. Bu bulutlar genellikle Cirrocumulus ve Altocumulus bulutları ile Cumulonimbus bulutlarının üst kısımlarından meydana gelir. Cirrus bulutları, çok ufak buz kristallerinden meydana gelmiştir.


Jet Stream Cirrus (8000 - 14.000 m.)

Özellikle yüksek tabakalardaki hava akımlarının şiddetli olduğu bölgelerde, cirrus bulutlarının rüzgarın da etkisiyle sürüklenirken uzun şekiller alması ile oluşur. Genellikle sürekli hareket halindedirler. Daha çok Hindistan gibi tropik fırtınaların bol olduğu bölgelerde görülür. Sık rastlanılan bir bulut tipi değildir.


Cirrostratus (5000 - 14.000 m.)

Cirrostratuslar gökyüzünü tamamen veya kısmen kaplar ve genellikle Hale olayını meydana getirirler. Bunlar şeffaf, saça benzer, beyazımsı lifler halinde düzgün görünümlü bulutlardır. Cirrostratuslar küçük buz kristallerinden oluşurlar. Bu bulutlar fazla kalın olmadıklarından şeffaf görünürler. Güneş ve ay ışığını geçirirler.


Orta Yüksek Bulutlar



Altocumulus (2000 - 5.500 m.)

Altocumulus bulutları, genellikle gölgeli, beyaz renge sahiptir. Bu bulutlar kısmen lif halinde yayılmış olduğu gibi ayrı ayrı durumda olan ince tabakalar, yuvarlak kütlelerden ve tomurcuklardan meydana gelir. Düzgün şekildeki parçacıkların gökyüzünün ancak yarısını kaplayacak kadar genişliğe sahip olduğu görülür.


Altostratus (2000 - 7.500 m.)
Gökyüzünün büyük bir kısmını veya tamamını kapatan, çizgili, lif veya düzgün görünüşteki grimsi veya mavimsi renkteki bulut tabakasıdır. Bazı kısımları çok ince olduğundan, Güneş; sanki buzlu cam arkasındaymış gibi bir görünüm alır. Bu bulut hale olayını göstermez.


Cumulus (0 - 8.000 m.)
Üst kısımları karnabahar görünümünde olan; küme, kubbe veya kuleler halinde dikine olarak gelişen, genel olarak yoğun durumda bulunan bağımsız bulutlardır. Cumulus'lerin güneşle aydınlanan kısımları çoğu zaman parlak beyaz görünüme sahiptir. Bu bulutların tepe ve yan kısımları tomurcuğu andıran kümeler halinde olmasına karşılık, tabanları daha koyu ve hemen hemen düzdür. Cumulusler bazı zamanlarda düzensiz şekillerde de bulunabilirler.
Cumulus bulutları genel olarak su damlalarından meydana gelmiştir. Bulut içindeki sıcaklığın sıfırın altına düştüğü yerlerde, aşırı soğumuş su damlaları ve buz kristalleri de bulunur. Dikine gelişmeye sahip Cumulus'lerde yağmur ve sağanak şeklinde yağışlar meydana gelir.


Mammatus (0 - 4.500 m.)
Bu bulut türü, buz parçacıkları ve su yüklü cumulonimbus bulutlarının alt tabakalarında görülür. Meme ucuna benzeyen yapısından dolayı mammatus adını alır. Bulunduğu ortamdan daha soğuk olan cumulonimbus yere doğru alçalırken yerden yukarıya doğru yükselen sıcak hava akımları bulutun alt parçası üzerinde bu şekilleri oluşturur. Havanın kararsız ve kötü havanın gelmekte olduğunun habercisidir. Kararlı bir yapısı yoktur, oluştuktan sonra kısa sürede bozulur.


Stratocumulus (0 - 2.000 m.)
Stratocumulus'ler gri veya beyazımtırak renkte, yada her iki renge birden sahip olan bulutlardır. Bu bulutlar toplu halde veya ayrı ayrı olabilen mozaik görünümünde yuvarlak kütleler ve tomarlardan meydana gelirler. Stratocumulusu meydana getiren elemanlar, genellikle sıralar halinde ve tepeleri düz şekildedir.



Alçak Bulutlar



Parçalı Cumulus (0 - 1.700 m.)

Açık ve rüzgarlı havalarda görülür. Yeryüzünün ısınması sonucu buharlaşan nem, yükselerek soğur ve bir araya toplanmaya başlar. Yukarıda başka bulut olmadığı için parçalar halinde gözlemlenir. Yazın görülen bir bulut çeşididir.


Nimbostratus (0 - 1.700 m.)
Genellikle koyu gri renkteki bulut tabakasıdır. Bunlar çoğu zaman yere kadar ulaşan ve devamlılık gösteren yağmur ve karın düştüğü bulutlardır. Çok kalın olduklarından, güneş ve ayın görülmesi mümkün değildir. Nimbostratus bulutunun altında, parçalar halinde alçak bulutlar meydana gelebilir.
Bu bulutlar yatay ve dikey olarak çok geniş sahaları kaplarlar. Su damlaları, yağmur damlaları, kar kristalleri, kuşbaşı kar taneleri ve bunların karışımından meydana gelirler. Nimbostratusler dikey gelişmeli bulutlar sınıfından oldukları için; en alçak bulut seviyesinden, yüksek bulut seviyesine kadar çok kalın bir tabakayı tamamen kaplarlar.


Stratus (0 - 1.700 m.)

Genellikle gri renkte, düzgün görünüme sahip bulutlardır. Stratus'lerden çisenti, buz prizmaları ve kar grenleri yağışı meydana gelir. Güneş bu bulutlardan görüldüğü zaman, bulutun sınırları kolayca teşhis edilebilir. Çok düşük sıcaklıklar dışında Stratus, hale olayını meydana getirmez. Bu bulutlar bazen düzensiz sıralar halinde de meydana gelebilir. Stratus'lerin karakteristik yağışı çisenti olup, rüzgarın sakin veya hafif olduğu dönemlerde görüşü kısıtlayacak şekilde yere yakın seviyelerde görülebilmektedirler.



Sis (0 m.)
Stratus bulutların yeryüzüne inmesi ile meydana gelir. Yapısal anlamda bir farkı olmamasına rağmen günlük yaşamı etkilediği, görüş mesafesini düşürdüğü için ayrı olarak değerlendirmeye alınmıştır. Güneş ışığı, sis içindeki su kristallerinde kırılma yaparak yayılır ve yarı aydınlık bir ortam sağlar.


Özel Bulutlar




Yoğunlaşmış İz (5.000 - 13.000 m.)

Bu bulut türü doğal bir bulut değildir. Yüksekten uçmakta olan jet uçaklarının egsosundan çıkan atık gazlar içindeki su buharının, bu yükseklikte çok düşük olan sıcaklık sebebiyle donması ile oluşur.
Bu bulut türü, uçağın geçmesinden hemen sonra oluşur ve bulunduğu yükseklikteki rüzgarların hızına bağlı olarak zamanla sürüklenip dağılır ve kaybolur.

Lenticular (3.000 - 8.000 m.)
Bir merceğin yandan görüntüsüne benzediği için bu adı almıştır. Okyanus yakınlarındaki büyük dağların üzerinde görülür. Yüksek kesimlerde kuvvetli rüzgar olduğunun belirtisidir. Bu rüzgar, dağın korunaklı bölgelerinde bulutları sürükleyemez ve lens görünümlü bulutlar bu bölgelerde oluşur.

Şapka Bulut (5.000 - 13.000 m.)
Lenticular bulutlar dağların arasında oluşuyordu. Bu dağların rüzgarın estiği tarafına bakan kesimlerinde, bu bulutlar rüzgarın etkisiyle yükselmeye başlar. Yoğun su içerdiği için ağırlığı ile fazla yükselemez ve dağın tepesini sarar. Yüksek dağların tepesinden geçen yollarda ilerlerken bu bulut türünün içinden geçmek mümkündür.


Aurora (70.000 - 100.000 m.)
Aurora, bir bulut değildir. Kutup dairesi yakınlarında meydana gelen bir gök olayıdır. Dünyanın manyetik çekim alanına giren toz ve ışıkların sebep olduğu sanılmaktadır. Hareket eden ışık grupları halinde gözlemlenir. Ülkemizde görülmemektedir.

Noctiludent (80.000 - 100.000 m.)
Bilinen en yüksek bulut türüdür. Kutuplara yakın bölgelerde oluşur. Yoğunlaşmış buz kristalleri içerir. Çok güzel görüntüler verir ancak ülkemizden gözlemlenemez. Mavimsi gümüş rengindedir ve seyrek bir doku sergiler.

Bulut

Su damlacıkları, buz kristalleri ya da bunların karışımlarından oluşan, toprağa değmeyen, gözle görülür kütledir.
Dünya’da yoğunlaşan madde su buharıdır. Bu da, küçük su damlacıklarını, genellikle 0.01 mm buz kristallerini oluştururur. Milyarlarca damlacık ve kristallerin beraber durmasıyla bulut olarak görünürler.

Bulutları Rengi

Bulutlar tüm görünür dalga boyutlarını yansıtır ve genellikle beyazdır fakat gri veya siyah olarak görünebilirler. Siyah görünmelerinin sebebi, çok kalın veya yoğun olması ile güneş ışığının geçmesine izin vermemesindendir.

Bulutların Görevi:

Metorologlara göre, gökyüzündeki çok şekilli buhar kütleleri olan bulutlar, Dünyamızın iklim ayarlayıcıları olarak büyük öneme sahip olmakla beraber, yükseklik, şekil ve yapıları bakımından da on-onbir çeşide ayrılırlar.

Bulutlar, yerden atmosfere, oradan tekrar yer küreye enerji taşır, yeryüzünü ısıtır veya gölgeleriyle soğutur; kısacası Dünyamızın sıcaklık denetimi bulutlara yaptırılır, yani termostat görevi görürler.

Çok farklı şekil ve yoğunlukta olabilen bu pamuksu hava habercilerinin tesirlerini anlamak için, pek çok faktörü göz önünde bulundurmak gerek. Karmaşık görünüşlü buhar kütlelerinin meydana gelişi gerçekten muhteşemdir. Çünkü bunlar, içinde su buharı olmayan sıcak havanın, atmosferin daha soğuk tabakalarıyla karşılaşması neticesinde ortaya çıkarlar. Dolayısıyla, dağların tepesinde meydana geldikleri gibi, soğuk ve yoğun hava kütlesinin, yere yakın sıcak ve daha hafif hava tabakalarını yukarı itmesi veya denizin üzerindeki nemli havanın soğuk havayla buluşması neticesinde de meydana gelebilirler.

Semada gözle görülemeyen, fakat serbestçe dolaştırılan gaz halindeki su molekülleri, bizim kontrol edemediğimiz belli şartlarda bir top şeklinde birleşir ve puslu hava akımlarını oluştururlar. Bu durum, ısıtılan çaydanlıktan çıkan su buharının bulunduğu ortamın soğuk havasında yükselmesine benzer. Bulut teşekkülünde, bilhassa, havada küçük zerrecikler halinde serbest dolaşan parçacıkların (çöl fırtınalarıyla kalkan toz, toprak, kum ve deniz tuzu gibi) büyük tesiri vardır. Yüzde yüz su buharına doymuş bile olsa, bu parçacıklar olmadan, hiçbir bulut kendi başına meydana gelemez.

Suyun çeşitli halleri (buz, sıvı, gaz) mükemmel enerji dengeleyicileridir. Buharlaşan su molekülleri, sıvı halden gaz haline geçerken, çevreden bir miktar enerji alır. Su molekülleri ister nemli bir tarladan, ister terden sırılsıklam olmuş bir gömlekten çıkıyor olsun, terleme esnasında vücuttan alınan enerji ortada kalır. Bu enerji, su buharı tarafından, yükselen havayla beraber “gizli ısı” olarak daha yüksekteki hava tabakalarına taşınır. Su buharı yoğunlaşıp yağmur haline geldiğinde ise bu enerji “duyulur ısı” şeklinde serbest kalır.

Bundan dolayıdır ki, kalın bulut kütlelerinin düzgün bir şekilde üst üste yığıldığı dağlık bölgelerde sıcak ve kuru iklim hâkim olur.


Bulutlar çok farklı bölgelerde sık sık meydana geldiği için, sıcaklık dalgaları yer küre üzerinde uzun yollar katetmek zorunda kalır. Bu, öyle bir denge ayarlamasıdır ki, kavurucu sıcakların tesirindeki alanları soğuturken, ısı fazlasını daha soğuk bölgelere kaydırır. Böylece bir taraf yanmaktan bir taraf da donmaktan kurtulmuş olur.

Yağmur Oluşumu:

1.Evre :

Okyanuslardaki köpüklenme ile oluşan sayısız hava kabarcığı sürekli ortaya çıkmakta ve su zerreleri sürekli olarak gökyüzüne fırlamaktadır. Tuzca zengin olan bu zerreler daha sonra rüzgarlarla taşınır ve atmosferde yukarılara doğru yol alırlar. Aerosol adı verilen bu küçük parçacıklar "su tuzağı" adı verilen bir mekanizmayla yine denizlerden yükselen su buharını kendi çevrelerinde minik damlalar halinde toplayarak bulut damlalarını oluştururlar.

2.Evre :

Tuz kristallerinin ya da havadaki toz zerrelerinin etrafında yoğunlaşan su buharı sayesinde bulutlar oluşur. Bunların içindeki su damlacıkları çok küçük olduklarından (0.01 ile 0.02 mm çapında) havada asılı kalırlar ve göğe yayılırlar. Böylece gök bulutlarla kaplanır.

3.Evre :

Tuz kristallerinin ve toz zerreciklerinin etrafında biraraya gelen su parçacıkları iyice yoğunlaşarak yağmur damlalarını oluştururlar. Böylece havadan daha ağır bir konuma gelen damlalar buluttan ayrılarak yağmur biçiminde yere düşmeye başlarlar.

Bulutlar Tabii Güneş Şemsiyesi

Araştırmacılar, her gün suyu ısıtan Güneş’e rağmen, tropik ozon örtüsünün tabakalarındaki sıcaklığın niçin hiçbir zaman 28 °C’nin üzerine çıkmadığını merak etmişlerdir. Araştırma sonuçları ise hayret verici: Su buharı ile sadece soğuma olayı vuku bulmamakta, aynı zamanda bulutların gölgesi de, bilhassa sıcak bölgelerde ozon tabakasının iyice ısınmasına engel olmaktadır. Bu olay, iklim bilimcilerin dikkate bile almadıkları kadar basit görünse de, tesiri göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Çünkü bulut kümelerinin gölgesinde sıcaklık birden düşer. Bu da araştırmacılar tarafından “yeryüzünün ısınmasını engelleyen tabii kalkan” olarak nitelendirilir.

Gökyüzünün bulutlanması, aynı zamanda bir şemsiye gibi, mor ötesi ışınların büyük bir bölümünü tekrar uzaya geri yollar. Üst yüzeyi ışığı yansıttığından dolayı da bulut, göz kamaştırıcı bir beyazlık yayar.

Bulutun üstü ne kadar parlaksa, altı da o kadar karanlık olur. Uçakla seyahat edenler bu harikulade hadiseyi yakından seyretme imkânını elde ederler. Sadece çok az bir ışık kümesi bu pamuk gibi atılmış kütleden sızabilir. Bulutlar, güneş enerjisinin tamamen dağıldığı yüzeylerde daha da soğutucu bir tesir gösterir. Aynı tesir, ısı birikiminin önlendiği ve su buharı devr-i daiminin her an harekete geçebildiği derin denizlerde de görülür.

Dikkate değer bir nokta; su buharına bağlı tabii sera tesiri olmasaydı, gezegenimiz yaklaşık 35 °C daha soğuk olacaktı. Diğer yandan ise, her zaman yer kürenin yarısından fazlasını örten bulutlar olmasaydı, yer küremiz yaklaşık 11 °C daha sıcak olurdu.

Atmosferdeki suyun gaz ve damlacık halleri arasında değişen hikmetli hareket, dünyamızın iklimini düzenleyici hassas bir mekanizma vazifesi yapar. Hava ısındığında daha fazla su buharlaşır ve bulutlar meydana gelir, sıcaklık azaldığında ise daha az su buharlaşır ve bulutlar çözülür. Böylece evimizdeki otomatik termostatlı klimaların yaptığı gibi dünyamızın iklimi ayarlanır.


Bulut Türleri - Hangi Bulut Neyin Habercisi?

Meteorologlar, Dünya’da yükseklik, şekil ve terkiplerine bağlı olarak sınıflandırılan on kadar bulut çeşidi olduğunda hemfikirler. Bunun yanında türlerin, alt türlerin ve melez şekillerin sayısının da fazla olduğu fikri hâkim. Bir bulut hem soğuk havaya sebep olan gölgelerin, hem de sera tesiriyle oluşan sıcakların kaynağı olabilir. Gelin şimdi, tespit edilen bellibaşlı bulut türlerinin, şekil ve terkipleri cihetiyle bize sundukları hava raporlarına bir göz atalım:

Cumulonimbus

Yaklaşan soğuk hava cephesinin sürüklediği hava kütleleri, daha hafif, sıcak ve su buharına doymuş yere yakın hava kütlelerini alttan sıkıştırarak hızla yukarıya kaldırmasıyla, tipik fırtına bulutları meydana gelir. Bunların içerisindeki yoğunlaşmış su, iri kabarcıklar şeklinde yukarı çıkar. Yaklaşık 50 km/s hızındaki rüzgârlarla daha çok nemli sıcak hava da bu bulut kümelerine katılır. Böylece bulutun daha hızlı yükselmesi sağlanır. Yükselirken de yakınlarda bir başka hava tabakasıyla karşılaşır ve bu dev oluşumdan dışarıya doğru ince, buzsu bulutların meydana getirdiği bir fıskiyenin uzanmasıyla, çok geçmeden dolu ve yağmur getiren sağanaklar baş gösterir.

Cumulus

Güzel havalarda da gökyüzünde bulutlar olur, çünkü atmosferin yükseklerdeki tabakaları, Güneşin ısıttığı yere yakın olan tabakalara göre daha soğuktur. Cumulus humulis türünden olan kabarık küme bulutlar bu hadiseye işaret ederler. Yeryüzünde ısınan hava, sıkışık paketler misali yukarılara yükselir ve orada soğur. Belli bir yükseklikten sonra ısı o kadar düşer ki, nemli kütle birdenbire yoğunlaşarak bulut kümesini meydana getirir. Sabahın erken vakitlerinde görülen bu bulut kümelen, günün ilerleyen saatlerindeki güçlü sağanak yağmurların habercisidir.

Nimbostratus

Bu bulut kümeleri Altostratüs bulutlarından veya aynı anda meydana gelen fırtına bulutlarından kaynaklanır. Nimbostratüs hem su damlacıkları hem de buz kristalleri ihtiva eder. Bu da, sürekli yağmur veya kar yağışı demektir. Damlacıklar donarak buz kristalleri haline dönüşür ve iyice ağırlaştığında da yukarıya taşınamaz hale gelerek, düzenli bir şekilde aşağıya iner. Aşağıdaki hava sıcak ise, buz kristalleri düşüş yolunda erir ve yağmura dönüşür. Aksi durumda ise kar yağışı görülür, Buna karşılık dolu, sadece Cumulonimbus’den yağar.

Cirrocumulus

Tane tane veya topak topak görünümlü takımlar halinde gökyüzünde asılı gibi duran bu ince, tüysü bulut kümeleri çok miktardaki buzları ihtiva eder. Bu bulut kümeleri, yükseklerdeki hava tabakalarında aşağıya göre daha fazla ısı hâkim olduğunda meydana gelir. Bu ısı atlaması, iki farklı hava kütlesinin buluşmasıyla oluşur. Sıcak hava kütlesi içindeki nem, daha soğuk havaya geçerken, küçük buz tanecikleri halinde kristalleşir. Daha sıcak olan bir cephe, beraberinde çok su buhar, getirdiğinde de bu buz kristallerinden yeniden bulut kümeleri meydana gelebilir

Cirrostratus ve Altostratus

Sıcak hava cephesi yaklaştığında, daha hafif olan hava kütlesi, yere yakın olan soğuk havaya sokulur, soğur ve beraberinde getirdiği su buharı ince bir bulut tabakası, örtü şeklinde yoğunlaşır. Yedi bin metreyi aşan yüksekliklerde meydana gelen Sirrostratüs örtüsü farkettirmeden Güneş’in önünü kapatır ve gittikçe daha da yoğunlaşır. Sonra da gözle görünür derecede daha kalın ve alçakta asılı duran bulut tabakası Altostratüs’e dönüşebilir. Bu tabaka ise, kurşuni renkte sisli hava akımlarının oluşumuna yol açar. Ve artık yağmur “geliyorum” der.

Stratocumulus

Bu bulut kümelerinin gevşek görünümlü topakları, içinde bulunduğumuz enlemlerde sık sık semayı örter. Örselenmiş, atılmış öbek öbek pamukları andıran, farklı büyüklük ve şekillerde olabilen bu kümeler, üst kısımlardaki Cumulus bulutları daha sıcak hava tabakalarıyla birleştiğinde meydana gelir ve çoğalırken yana doğru yatar. Daha sonra, bir arada bulunmalarına rağmen, birbirlerinden kopuk gibi görünen bu bulut kümelerinden bir tarla görünümü hâsıl oluyor, Güneş’i perdeliyor, ancak yağmur getirmiyor

Cirrus

Gökyüzünün en yüksek noktalarını kaplayan lifimsi “tüy bulutlar” (cirrus), sera tesirini yalıtır. Bunların içerisinde daha az buz kristali olduğundan, çok miktarda güneş ışığı ve enerji yeryüzüne ulaşır. Diğer yandan yükselen ısı, bilhassa yükselmesi engellenmiş bir balon misali, cirrus tabakalarından geriye yansır. Kızıl ötesi ışınlar (topraktan yayılan ısı) tüy bulutların çok soğuk olan dış tabakalarından pek geçemez. Bu ısıtma mekanizmasının ne kadar mükemmel işlediğini, bulutlu gecelerde daha iyi hissederiz. Isının geri gönderilmesine rağmen henüz yeryüzünü terk edememesi neticesinde, açık bir gökyüzünün meydana getirdiğinden daha sıcak bir hava söz konusu olur. Bu tüysü bulutlar, küçücük buz kristallerinden meydana gelir. İncecik lifler, saç örgüleri veya balık kılçığı görünümünde olan ve yaklaşık 7 bin metre yükseklikte meydana gelen bu bulutlar “en üsttekiler” olarak tanınır. Çok hızlı çoğalmaları, fırtınanın yaklaştığını gösterir:Tek tek bulunan tüyler, fırtınasız, güzel hava şartları anlamına gelir.


Altocumulus ve Lenticularis

Hava değişikliklerinde, bulutların alışılmadık şekillere girdikleri görülür. Düz, mercimek veya puro şekilli Altocumulus lenticularis bulutları, sağlam bir bedeni andırır. Bunlar daha çok sıradağlar nemli hava tabakalarını yükselmeye zorladığı zaman oluşur. Mesela Alpler’e has sıcak rüzgârlar estiğinde görülebilir. Dağın rüzgar alan kısmında kalın bulutlar yükselir. Rüzgâraltı yerlerinde ise aşağı inen fırtınayla beraber bulutlar ısınır ve çözülür.

Altocumulus

Kuzucuklarıyla dolaşan koyun sürülerini andıran bu bulut kümeleri, sadece sevimli görünmekle kalmaz, ayni zamanda güzel ve ferah bir hava demektir. Küçük, güle benzeyen parlak adacıkları, genellikle daha sıcak hava kütlelerinin tesiriyle çözülmüş olan bulut örtüsünün kalıntılarıdır. Çözülmenin sebebi ise, daha çok suyun buharlaşarak yükselmesidir.

İklim ve hava olaylarına tesir eden birçok faktörden biri olan bulutların şekilleri ve yapıları daha dikkatli bir nazarla incelendiğinde rüzgâr, güneş, okyanus akıntıları ve mevsim şartları Dünyamızın ihtiyacının hesaba katılarak ayarlandığını gösterirken, yağmur ve sıcaklığın bu kadar hassas bir şekilde ayarlanması ve buna bağlı başdöndürücü hikmetler, devamlı olarak tesadüfü reddedip bizlere sonsuz ilmi ve iradeyi fısıldıyor.

Filed Under: ,

About the Author

My name is Dinh Quang Huy or known as alias NhamNgaHanh .I made this template in magazine style and named it Simplex Darkness .I hope it helpful to persons who want a solutions for a template in Blogspot.To download this template and see template install instruction ,go to Simplex Design blog.

Leave a Reply